Friedrich der Weise (Bilge Friedrich) şapelinin kantoru olan Johann Walter (1496-1570), Deutsche Messe'nin müzik redaksiyonunu üstlendi. İlk koral librettosu, Luther'le birlikte üzerinde çalıştığı Geistliche Gesangbüchlein (Spiritüel Şarkı Kitapçığı -1524)'da yer alacaktı. Walter, evanjelist müziğin ilk kantoru oldu, yani koroların hazırlanmasından, kilisede müziğin organizasyonundan, gençlerin eğitiminden sorumluydu. Azami düzeyde prestije sahipti. Alman şehirlerinde, gelecek yüz yıllar boyunca müzik kültürünün eksenini oluşturacak gelecek nesillerin doğmasını sağlayacaktı.
1600'lerin başlarında, koral üretimi, 4000'e ulaştı. En iyi şair ve müzisyenlerin katkıda bulunduğu 400 tanesi yayımlanmıştı. Otuz yıl savaşlarıyla birlikte, Almanya bir topluluğun müzikte birleşme gücünü ve sosyal hayatta müziğin önemini anlamıştı. Konuşmalarında, yazılarında, Luther'in cemaate yaptığı konuşmalarda söylediği buydu. Müzik "Tanrı'nın bir hediyesidir", şeytani baştançıkarmalara karşı en iyi araç, acı çekenlerin rahatlaması için en etkin yöntemdir. Bu yüzden, Luther'in öğretisinden Himmelsfreude, göksel kutsallık çıktı. Özellikle de müzik birlikte yapıldığında, sesler ve enstrümanlar için, evde, kilisede, birlikteliğin kıymetli enstrümanı olarak kullanıldı; ve doğal olarak cemaatin bağı için Augustiniano keşişi olan Luther, Sant'Agostino kuralı gibi, müzikle telkine, müziğin (şarkının) bir dua gibi kullanılmasına öncelik verdi.
Maksimum yayılmaya ulaşmak ve kolektif bilince nüfuz etmek için koral, melodik ve ritmik olarak maksimum basitliğe sahip olmalıydı ki kolayca öğrenilip ezberlensin. Bazı melodiler, önemli Gregoryen şarkıların, özellikle de sequenza'ların yeniden üretimi ve basitleştirilmesiyle olmuştu. Diğerleri orijinaldi, bazılarıysa zaten bilinen popüler şarkıların ruhsal kılık değiştirmiş halleriydi.
Metinler Mezmurlar'dan (salmi), İncil'den (Vangelo), Pavlus (Paoline) mektuplarından (inanç ifadeleri, dünyevi acılara teselli, ahirette daha mutlu bir yaşam inancı) olabilirdi. Luther'in çocukları okula gönderme ihtiyacı üzerine zorunlu enstitüler, Gemeinschule'nin ortaya çıkışı da müzik eğitiminde büyük sonuçlar doğurdu. Okullarda okuma-yazma, cebir ve dini eğitimin (catechismo) yanı sıra, korallerin verimliliği sayesinde cemaat şarkıları (canto comunitario) yoluyla nasıl dua edileceği de öğretiliyordu.
Kilisede, okulda ve evde korallerin pratik edildiğinin belgesi, 1644'te yayımlanmış, Mattheus Appeles von Löwenstern'in yazdığı Geistliche Kirchen und Hausmusik (Kilise ve ev için Spiritüel müzik)'tir. Diğer tanınmış ve önemli yayımları takip ve taklit ettiği düşünülmektedir. Bu eğitim sisteminden birkaç on-yıl sonra Protestan Almanya, müziğin bir toplumda nasıl kök saldığını gördü, müzik bir ulusun gelişmesinde temel araçlardan biri olmuştu.
Her belediyede hem sivil hem dini işlerde çalışan, bir nefesli çalgıdan diğerine geçebilen enstrümanistler çalışıyordu. Aile eğlencelerinin, festivallerin, dansların ve halk merasimlerinin çokluğu, yetenekli amatör müzisyenlerin artmasını sağladı. Otuz Yıl Savaşları bu açıdan popüler şarkıların, şiddetten teselli arayan insanlığın yarattığı yeni müzikal ruhu doğuran metin ve melodilerin artmasını sağladı.
Müzik, Tanrı'nın hediyesi, duanın, dolayısıyla umudun diliydi. Bu önemli Canto Mèsse'den Alman Romantizmi doğacak ve kıymet kazanacak, popüler şiirin saflığının yeniden bulunuşu, ulusal müzik kimliğinde lied'i merkezi ve yeri doldurulamaz bir yere getirecekti. Johann Gottfried Herder (1744-1803)'in Stimmen der Völker in Liedern (Halk Şarkıları); Achim von Arnim ve Clemens Brentano'nun 1803-1808 arası yayımladığı Des Knaben Wunderhorn antolojisinde 1775'e tarihlenmiştir. Bu iki yazar da 1600'lerin ilk yarısındaki popüler şarkıların koleksiyoncularıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder