Praetorius ölünce, 1621'de Schütz resmen Dresden'in Kapellmeister'ı oldu. İki yıl önce, evliliğiyle aynı zamanda, Psalmen Davids koleksiyonunu yayımlamıştı. Bu koleksiyon, policorale concertati con strumenti (ensrümanlarla birlikte çok-korolu konçertatolar) eserlerini içeriyordu.
Burada Gabrieli'nin derslerinin etkisini görebiliriz. Çift (doppio) koroların seslerine kontrpuan yaparak, üflemeli çalgıların (kornet, trombon, dulzaina, trompet, timpani) ve yaylı çalgıların ara ara vokal polifoniyi kopyalamak için dönüşümlü olarak sürekli bas (basso continuo) armonik temeli üzerinde çalması söz konusuydu. Övgü mezmurlarının (psalmen) coşkulu tonunun yanı sıra, tövbe metinlerinin içten, mahrem, acı veren bölümleri de vardı.
1619'daki bu 26 eserle, San Marco şapelinin görkeminin Luteran müzik kültürüne bulaştığı rahatlıkla söylenebilir. Ayrılmış korolar (cori spezzati) ve sesin uzamsallaştırılması. Schütz'ün Davids Mezmurları, Alman müzik medeniyetinin ilk nefesidir. Mezmurların yayımından iki yıl sonra, Schütz o medeniyetin inşası için bir başka katkı sundu; Historia Sacra'nın (kutsal hikaye) orijinal bir yorumuyla birlikte, Evanjelist metnin monodia accompagnata (eşlik edilen tek ses) formunda ilk örneklerinden birini, koral müdahalelerle birlikte, Luteran oratoryosunun kitabı olarak ele aldı.
Historia der Auferstehung Jesu Christi (İsa Mesih'in dirilişinin hikayesi): Anlatım, evanjeliste (solist tenor) ve diğer bütün karakterlere (dindar kadınlar, Maria Maddalena, mezardaki melekler, rahipler ve havarilere göründüğünde İsa) ses veren sololar ya da ensemble'lar tarafından dramatik formda gerçekleştirilir. Schütz'ün İtalyan stile recitativo tarzına (ince ifadeli tonlamalar ve sürekli basın sağladığı armonik yön) erkenden bulaşması, onun kozmopolit kişiliğinin bir belirtisidir. Almanya'nın üzerine çökmekte olan karanlık zamanlara paralel olduğundan, sürekli ifade arayışı, direkt olarak acı dolu olmasa da melankolik bir karaktere bürünmesine sebep oldu.
Bununla birlikte Kutsal Hikaye'nin kişisel yorumunda (Uygun Hıristiyan spiritüel eğlencesi) İtalyan müzikal tiyatrosunun güncel değişimlerine ya da Roma oratoryosunun ilk adımlarına bakmak yerine, Schütz, Gregoryen şarkılarının antik tonunu hatırlıyor gibi görünüyor. Öyle ki evanjelist reçitatiflerinde o arkaik saygınlığı koruyor. Öte yandan mesihin araya girişleri melisma ve figürasyonlarla süslenmiş ki, onun sesinin/metninin ilahi ve teselli edici doğası ayırt edilebilsin. Sondaki mottetto da özellikle etkileyici: Tatlı polifoni ve koronun aydınlığının yanında evanjelistin tenor sesi, bütün bir bestenin mührünü basacak "Victoria!" (zafer!) tekrarıyla izole ediliyor. Ölümle hayat arasındaki düelloyu hayat yeniyor.
Friedrich V (Pfalz)'in geçici saltanatının bittiğini gören Katolik imparatorluk güçleriyle Protestan Bohemyalılar arasındaki savaştan sonra, Otuz Yıl Savaşları Alsas'tan Rheinland'a, Frankonya'dan Hessen'e ve Pfalz'a orman yangını gibi yayıldı. Yağma ve vebalar, ölümü o trajik dönemin büyük kahramanı haline getirdi. 1633'te Jacques Callot'un Les Misères et les malheurs de la guerre'sinde (Savaşın sefaleti ve talihsizlikleri) gravürlerle belgelendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder